Kaşlar yüze anlam katan, yüz ifadesini belirleyen en önemli yapılardan biri olma özelliğine sahiptir. Kaşların yapısı ve şekli her ne kadar doğuştan belirlense dahi zaman içinde kaş altı yağ dokusunda, bağ dokuda ve kemik dokuda meydana gelen değişimler sonucunda kaşlarda belirgin bir düşme oluşabilir.

Yaş almanın beden üzerindeki etkileri arasında ilk sırada cildin elastikiyetini kaybetmesi gelir. Buna bağlı olarak yüz bölgesi başta olmak kaydıyla vücudun farklı yerlerinde sarkmalar ve kırışıklıklar ortaya çıkar. Yüzdeki yaşlanma belirtilerinin ortaya çıktığı ilk bölgeler alın ve kaş bölgesidir. Kaşlarda ve üst göz kapaklarında ortaya çıkan sarkmaların zaman içinde gözlerin üstünde birikmesi kişinin görüşünün zorlaşmasına neden olabilir. Kaşlarda sarkma oluşması yüzde sinirli, gergin ya da yorgun bir görünüm oluşmasına yol açabilir.

Kaş düşüklüğü yalnızca estetik görünümü bozmakla kalmayıp göz kapağı üzerine yaptığı yığılmayla görme kalitesini de engelleyebildiği için kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir.

Kaş kaldırma gözlere ve alın bölgesine çok daha dinç ve enerjik bir görünüm kazandırılması, bölgenin gençleştirilmesi amacıyla kaşların normal açısına ve şekline getirilmesi için uygulanan prosedürdür. Kaş kaldırma prosedürüyle bakışlar ve mimikler değiştiğinden kişinin daha karizmatik ve etkileyici bir görünüme sahip olması sağlanır. 

Yaş alma, sigara, güneş ışınlarının zararlı etkileri, stres gibi farklı faktörler cilt ve cilt altı dokularında gevşemeye, elastikiyet kaybına ve sarkmalara neden olabilir. Alın bölgesinde meydana erken dönemlerde oluşan ince çizgilerin zamanla derinleşmesine ek olarak cildin sarkması ve kaşların gözler üzerine doğru inmesiyle kişinin yüzünde yaşlı ve yorgun bir ifade ortaya çıkabilir. Nörotoksin uygulamalarıyla alın bölgesindeki cilt altı kaslarının hareketi engellenerek ciltte ince kırışıklıklar oluşması önlenebilir. Kaşların aşağı çeken kasların aktivitesi azaltılarak kaşlarda hafif bir yükselme elde edilebilir. Zamanla ciltteki gevşeme artınca meydana gelen sarkmalarda nörotoksin uygulamalarıyla etkili sonuçlar alınamadığında cerrahi prosedürlere başvurulması söz konusu olur. 

Kaş kaldırma zaman içinde stres ya da kas aktivitesinden kaynaklanan veya alçak, kalın kaş ya da çatlak çizgileri gibi genetik durumlar nedeniyle çizgileri ve çatlakları olan kişilerin görünümlerinin iyileştirilmesi için uygulanabilen bir prosedürdür. 

Kaş kaldırma yüzünde çeşitli nedenlere bağlı olarak yorgun bir görünüm meydana gelen, kaş kısmının göz üzerine yaptığı baskı dolayısıyla görüş alanının kısıtlanması gibi olumsuzluklar yaşayan kişilerde etkili sonuçlar alınmasını sağlar. Kaş yapısından dolayı üst göz kapağı cildinde düşüklük bulunan, kaş düşüklüğü olan, kaşları düz veya yüz ifadesine uygun olmayan bir şekilde olan kişilerde estetik kaygıların giderilmesi için kaş kaldırma estetiği tercih edilebilir.

Kaş kaldırma cerrahi ve cerrahi olmayan prosedürlerle gerçekleştirilebilir. Hangi prosedürün tercih edileceği kişinin kaş yapısına ve ihtiyaçlarına göre belirlenir. Cerrahi kaş kaldırma prosedürleri arasında kaş askısı, endoskopik kaş kaldırma ve klasik kaş kaldırma sayılabilir.

Kaş askısı lokal anestezi altında uygulanan bir prosedürdür. Saç içinden açılan küçük bir kesiyle cilt altından geçirilen dikişler sayesinde kaşın orta ve dış kısmı kalkık  pozisyonda asılarak gerçekleştirilir. Kaş askısı prosedürünün en büyük avantajlarından biri uygulamadan kısa bir süre sonra günlük hayata dönme imkanı vermesidir. Ancak kaş askısı yöntemiyle elde edilen etki kalıcı olmadığından kaşlar 6 ay ile 2 yıl arasında eski pozisyonunu alır. Kaş askılama yorgun bakışların ve göz çevresindeki yaşlanma belirtilerinin giderilmesi için uygulanabilecek yöntemlerden biridir. 

Endoskopik kaş kaldırma günümüzde en sık uygulanan kaş kaldırma prosedürüdür. Minimal invasive bir prosedür olan endoskopik kaş kaldırmada çoğunlukla genel anestezi tercih edilir. Saçlı deri içinde küçük kesiler açıldıktan sonra doku düzlemine inilir. Endoskopla açılan kesilerden içeri girilir. Doğrudan görüntülemeyle sinirler ve damarlar korunarak alın dokusunun ve kaşların serbestleştirilmesi sağlanır. Daha sonra dikiş ya da sabitleyici implantların kullanıldığı farklı yöntemler aracılığıyla alın ve kaş dokuları yükseltilip sabitlenir. Kesilerin dikiş ya da zımbayla kapatılması, alın bölgesine bandaj uygulanmasıyla prosedür sonlandırılır. İz bırakılmayan endoskopik kaş kaldırma yönteminde hemen hemen hiç kanama olmaz. Bu yüzden skar oluşumu engellenir ve daha az şişlik oluşur. Buna bağlı olarak iyileşme dönemi çok daha kısadır. Endoskopik kaş kaldırma kalıcı bir yöntem olmakla birlikte yaş almanın etkisiyle alın derisi sarkacağı için kaşlarda bir miktar aşağı inme görülmesi normal bir durum olarak kabul edilir.

Klasik kaş kaldırma prosedürü şakak germe ameliyatı olarak da bilinir. Hastaya genel anestezi uygulandıktan sonra kulak hizasından başlayarak alnın üzerinden diğer kulağa giden bir kesi yapılır. Bazı durumlarda kesiğin saç çizgisine yerleştirilmesi söz konusu olabilir. Kesi yapıldıktan sonra alın derisi kaldırılarak fazla doku ve yağ çıkarılır. Gerekli görülmesi durumunda kaslar yeniden hizalanarak kaşlar daha yükseğe yerleştirilir. Saçlı deri içine uygulanan dikişler zaman içinde genişleyebilir ve bu alanda genişlemesi sonucu saçsız alanlar oluşmasına neden olabilir. Saçlı deri zaman içinde esnekliğini kaybedebildiği için klasik kaş kaldırma yönteminin kalıcılığı çok uzun süreli olmayabilir. 

Yaş almaya bağlı olarak yüz dokularının esnekliği azalır ve sarkmalar oluşur. Alın ve kaşlar göz kapaklarının üzerine doğru kayar. Alında yatay çizgiler oluşması kişinin mutsuz, uykulu ve yorgun görünmesine neden olur. Kaşların ortasında dik çizgiler oluşması durumunda ise kişide kızgın bir görünüm meydana gelebilir. Kaş kaldırma yöntemleri uygulanarak gözlere ve alın bölgesine daha enerjik ve dinç bir görünüm verilmesi mümkün olur. Kaş kaldırma estetiğinin göz kapağı estetiği ameliyatlarıyla kombine edilmesi durumunda yalnızca göz çevresine müdahale edilen ameliyatlara göre göz kapaklarına da kaş ve alın bölgesine de daha uzun süreli gençlik sağlanması söz konusu olmaktadır.

Kaş kaldırma yöntemlerinden herhangi birinin en iyi yöntem olarak standardize edilmesi doğru değildir. Çünkü kaş kaldırma estetiği kişinin beklentilerine, ihtiyaçlarına ve yapısal özelliklerine göre şekillendirilir. Bu nedenle her kişi özelinde uygulanacak en iyi yöntem farklı olacaktır. 

Kaş kaldırma yöntemleri zaman içinde sarkan ve görünümünde değişiklik olan kaş bölgesinin kaldırılması, canlı ve genç bir yüz ifadesine kavuşulması için uygulanır. Kaş kaldırma yöntemleri cerrahi ve cerrahi olmayan uygulamalar şeklinde sınıflandırılabilir. Kişi özelinde en uygun yöntem yapılan muayene sonucunda belirlenir.

Cerrahi olmayan yöntemler arasında botoks, dolgu, fokus ultrason ve fraksiyonel radyo frekans altın iğne yöntemleri sayılabilir.

Botoks yönteminde öncelikle kişinin yüzüne uygun bir kaş şekli tasarlanmalıdır. Daha sonra kaş yüzde olması gereken pozisyona çekilerek yüzle daha uyumlu bir hal alması sağlanmalıdır. Botoks uygulaması kaşın doğal hareketini yapmasını engellemeyecek ve kaslardaki bozulmayı minimize edecek kadar küçük dozlar kullanılarak yapılmalıdır. Botulinium toksini ince uçlu iğneler kullanılarak belirlenen bölgeye enjekte edilerek kaşın kalkması sağlanabilir.

Dolgu enjeksiyonunun belirli noktalara belirli dozlarda yapılmasıyla kaşlarda belirli bir yükselme sağlanabilir. Böylece canlı, genç ve dinamik bir görünüm elde edilebilir.

Fokus ultrason yönteminde kaş bölgelerine elektromanyetik ses dalgaları uygulanarak cilt dokusu ısıtılır. Dokularda kendini yenileme refleksi açığa çıkarıldığından bölgedeki konu kendini tamir etmeye başlar. Cilt esnekliği ve hücresel düzeyde yenileme hızlanınca kaştaki sarkma giderilir.

Fraksiyonel radyo frekans yönteminde kaş bölgesinde belirlenen alanlara mikro iğnelerle giriş yapılarak bölgedeki kolajen ve elastin artırımı sağlanır. Cilt üstüne hasar vermeyen bu yöntemle ameliyatsız kaş kaldırma yapılabilir.